Bir Aylık Süre Beklenmeden Alınan Yıkım Kararının İptali
YIKIM KARARINA İTİRAZ VE İPTAL SEBEPLERİ – 1
GİRİŞ
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre, ruhsatsız (kaçak) veya ruhsata aykırı yapı yapıldığından haberdar olunduğunda, yapı tatil tutanağı düzenlenerek “o andaki inşaat durumu” tespit edilir ve yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, en çok bir ay içinde ruhsata aykırılık giderilmez veya ruhsat alınmaz ise yıkım kararı alınır. Ayrıca, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı nedeniyle imar para cezası verilir.
Yıkım kararının iptal sebepleri yazı serimizin birincisi olan bu yazımızda, yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre “bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınması” durumunda, yıkım kararının hukuka aykırı hale gelip gelmeyeceği incelenecektir.
1. BİR AYDAN DAHA AZ SÜRE VERİLEBİLİR Mİ?
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren en çok bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya ruhsata aykırılığı giderilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği düzenlenmiştir.
Danıştay içtihatlarında, Kanun’da öngörülen bir aylık sürenin, yapı sahiplerine inşaatın mühürlenmesi tarihinden itibaren tanınması gereken sürenin üst sınırı olduğu, olayın niteliğine göre daha az süre tanınmasının da mümkün olduğu kabul edilmektedir.[1] Danıştay’ın bu içtihadı Bölge İdare Mahkemeleri tarafından da kabul edilmektedir.[2]
Sonuç olarak, yapı sahibine ruhsat alması veya ruhsata aykırılığı gidermesi için verilmesi öngörülen bir aylık süre üst sınırdır. Yapı tatil tutanağıyla veya ayrı bir işlemle daha az bir süre verilmesi mümkündür.
Yapı sahibine belli bir süre verilmesi durumunda, verilen süre dolmadan yıkım kararı verilmesi mümkün değildir. Bu husus Danıştay 14. Dairesinin 30.05.2018 tarih ve E:2015/5020, K:2018/4276 sayılı kararında şu şekilde belirtilmiştir:
“Uyuşmazlıkta, 02.01.2009 günlü yapı tatil tutanağı ile söz konusu ruhsatsız yapının mühürlenerek durdurulduğu ve yapı sahibine, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat ve eklerine aykırı olan kısımlarının yıktırılarak kaldırılması için bir hafta süre verildiğinin açıkça belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, 02.01.2009 günlü yapı tatil zaptının düzenlenmesinden itibaren bir haftalık süre beklenilmeksizin takip eden 6. günü, söz konusu yapının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına yönelik alınan 08.01.2009 günlü, 286 sayılı dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bu kısmında ise hukuki isabet görülmemiştir.”
2. HERHANGİ BİR SÜRE VERİLMEMESİ DURUMUNDA NE ZAMAN YIKIM KARARI ALINABİLİR?
Yapı tatil tutanağında veya ayrıca bir işlemle, yapı sahibine ruhsat alması veya ruhsata aykırılığı gidermesi için herhangi bir süre verilmemişse, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir aylık süre verildiği kabul edilmektedir. Bu süre dolmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırı olacaktır.
Bu husus Danıştay 6. Dairesinin 16.06.2020 tarih ve E.:2019/5246, K:2020/5414 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir;
“Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi durumunda bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya aykırılığın giderilmesi suretiyle mevzuata uygun hale getirilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği açıktır.
…
Bu durumda; yapı tatil tutanağı ile aykırılığın giderilmesi suretiyle yapısını mevzuata uygun hale getirmek için tespit tarihinden itibaren verilen bir aylık sürenin sonunda, yapının 3194 sayılı Kanuna uygun hale getirilmemesi halinde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınması gerektiğinden,04/02/2015 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin, 11/2/2015 tarih ve 67 sayılı encümen kararı ile söz konusu yapının yıkımına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.”[3]
3. YAPI TATİL TUTANAĞI DÜZENLENDİKTEN SONRA İDARECE AYRICA BİR SÜRE DAHA VERİLMİŞSE, BU SÜRE DOLMADAN YIKIM KARARI ALINABİLİR Mİ?
Uygulamada bazı belediyeler ve il özel idareleri tarafından, yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra ayrı bir yazıyla veya imar para cezası verilmesine ilişkin encümen kararıyla, yapının yıkılması veya ruhsata bağlanması için ayrıca süre verilmektedir. Böyle bir durumda, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir aylık süre geçmişe olsa dahi, sonradan ayrıca verilen süre dolmadan alınan yıkım kararı da hukuka aykırı hale gelecektir.
Bu husus Danıştay 14. Dairesinin 29.05.2018 tarih ve E:2015/415, K:2018/4184 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir;
“Dava konusu uyuşmazlıkta; ruhsatsız yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için öncelikle 09/04/2013 tarihli yapı tatil zaptı ile 1 ay süre verildiği, bu tarihten itibaren 1 aylık süre geçmeden bu kez 10/04/2013 günlü, 83 sayılı Belediye Encümeni kararı ile yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için 30 gün süre verildiği, bu kararın ise 09/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, 09/05/2013 tarihinden itibaren 30 gün geçmeden dava konusu 05/06/2013 günlü, 102 sayılı Belediye Encümeni kararı ile yapının 7 gün içinde yıkımına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda; dava konusu işlemin yapının 7 gün içinde yıkılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamıştır.”
4. RUHSATA BAĞLANMA İMKANI OLMAYAN YAPILAR İÇİN BİR AYLIK SÜRE DOLMADAN YIKIM KARARI VERİLEBİLİR Mİ?
Yargı kararlarında tartışılan diğer bir konu, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılan yapı hakkında yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, yapının ruhsata bağlanabilmesinin mümkün olmaması nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen süre (en çok bir ay) verilmeden ya da bu süre beklenilmeden yıkım kararı alınıp alınamayacağı hususudur.
10 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine eklenen 6. fıkrada; “İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edilir ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu nedenle, konuyu 7153 sayılı Kanun’dan önceki ve sonraki durum olmak üzere iki başlık altında incelemek gerekmektedir.
a- 7153 sayılı Kanun’dan Önceki Durum
7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden önce, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde, ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan yapılar hakkında, bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınabileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı.
Fakat, uygulamada yargı kararlarının büyük bir kısmı “ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan yapılar hakkında bir aylık süre verilmemesinin yıkım işlemini kusurlandırmayacağı” şeklindeydi.[4]
Bununla birlikte, aksi yönde kararlarda mevcuttur. Örneğin Danıştay 14. Dairesinin 18/09/2018 tarih ve E:2015/11404, K:2018/5360 sayılı kararında, yapının ruhsata bağlanma olanağının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenmeden alınan yıkım kararının hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesi Danıştay 14. Dairesinin bu kararına uymamış ve “ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan yapılar için, söz konusu bir aylık süre yıkım kararı alınabileceği” gerekçesiyle ısrar etmiştir.[5]
Konuyu inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 20.01.2020 tarih ve E:2019/2426, K:2020/56 sayılı kararıyla; 7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesine eklenen 6. fıkrasının, konusu işlemin tesis edildiği 06/01/2015 tarihinden sonra getirilmesi nedeniyle, bu fıkranın görülmekte olan davada uygulanma imkânı bulunmadığına, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağı ile yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi nedeniyle, bu tarihten itibaren bir aylık süre verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen yıkım kararının hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir.[6]
Sonuç olarak; Danıştay İdari Dava Dairesinin söz konusu kararına göre; 7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden öncesi için, yapının ruhsata bağlanma olanağının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi halinde, yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen yıkım kararları hukuka aykırıdır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bu kararından sonra verilen Danıştay 6. Dairesi kararları da bu yöndedir.[7]
b– 7153 sayılı Kanun’dan Sonraki Durum
7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine eklenen 6. fıkrada; ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınabileceği açıkça düzenlenmiştir.
Bu nedenle, bu fıkranın yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden sonra düzenlenen yapı tatil tutanaklarına konu olan ve ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınması mümkündür.
5. BİR AYLIK SÜRE İÇERİSİNDE RUHSAT BAŞVURUSU YAPILMASINA RAĞMEN YIKIM KARARI ALINABİLİR Mİ?
Uygulamada bazı yapı sahipleri tarafından, yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra bir aylık süre içerisinde ruhsat başvurusu yapılmaktadır. Bu durumda, yapılan ruhsat başvurusunun yıkım kararı alınmasına engel olup olmayacağı ve ruhsat başvurusuna rağmen alınan yıkım kararının hukuka aykırı hale gelip gelmeyeceği konusu da yargı kararlarında tartışılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, ruhsata bağlanma imkânı olmayan bir yapı hakkında yapılan ruhsat başvurusu yıkım kararı alınmasına engel değildir. Böyle bir durumda, yukarıda açıkladığımız usule uygun bir şekilde ve ruhsat başvurusu sonuçlandırılmadan yıkım kararı alınması mümkündür.[8] Çünkü, Ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan yapılarda, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre yapı sahibine yüklenen mükellefiyet ruhsat başvurusu yapmak değil, bir aylık süre içerisinde ruhsatsız yapıyı veya ruhsata aykırılıkları kaldırmaktır.[9]
Yargı kararları incelendiğinde, ruhsata bağlanma imkânı olan yapı ve projeye aykırılıklarda ise, olayın niteliğine göre sonuca gidildiği görülmektedir. Buna göre;
- Ruhsat başvurusunun bir aylık süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu süreden sonra yapılan ruhsat başvurusu yıkım kararı alınmasına engel değildir.[10]
- Ruhsat başvurusunun usulüne uygun olması gerekmektedir. Ruhsat verilmesini talep ediyorum şeklindeki basit bir dilekçe ile yapılan ve mimari proje gibi ruhsat başvursuna eklenmesi gereken zorunlu belgeleri içermeyen başvuru, usulüne göre yapılmış ruhsat başvurusu olarak kabul edilmemektedir.[11]
- Yapının ruhsata bağlanma imkânı olmasına ve süresi içerisinde usulüne uygun ruhsat başvurusu yapılmasına rağmen, ruhsat başvurusu hakkında bir değerlendirme yapılmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırı olacaktır.[12] [13]
SONUÇ
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre, yapı tatil tutanağı yapı yerine asıldıktan sonra en çok bir ay içinde ruhsatsız yapının yıkılması veya ruhsata aykırılığın giderilmesi ya da ruhsat alınması gerekir. Aksi taktirde, belediye veya il özel idaresi encümeni tarafından yıkım kararı alınır. Yargı kararları çerçevesinde, Kanun metninde öngörülen Yargı kararlarında “en çok bir ay” süreyle ilgili kuralları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Bir aylık süre üst sınırdır. Yapı tatil tutanağıyla daha az bir süre verilebilir.
- Yapı tatil tutanağında süre belirtilmemişse bir aylık süre verildiği kabul edilir. Böyle bir durumda bir ay dolmadan alınan yıkım kararı iptal edilir.
- Yapı tatil tutanağından sonra belediye veya il özel idaresi tarafından ayrıca bir süre daha verilmişse bu süre dolmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırıdır.
- 7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden öncesi için, yapının ruhsata bağlanma olanağının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi halinde, yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen yıkım kararları hukuka aykırıdır.
- 7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden sonra düzenlenen yapı tatil tutanaklarına konu olan ve ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınması mümkündür.
- Yapının ruhsata bağlanma imkânı olmasına ve süresi içerisinde usulüne uygun ruhsat başvurusu yapılmasına rağmen, ruhsat başvurusu hakkında bir değerlendirme yapılmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırı olacaktır.
[1] Danıştay 6. Dairesinin 16.06.2020 tarih ve E.:2019/5246, K:2020/5414 sayılı kararı; Danıştay 14. Dairesi, 16.04.2015 tarih ve E:2013/1358, K:2015/3095 sayılı kararı
[2] İstanbul BİM, 5. İDD, 15.01.2019 tarih ve E:2017/2813, K:2019/90 sayılı kararı; Ankara BİM, 01.11.2017 tarih ve 6. İDD, E:2017/1096, K:2017/1338 sayılı kararı; Gaziantep BİM, 2. İDD, 29.03.2019 tarih ve E:2018/3387, K:2019/484 sayılı kararı.
[3] Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 20.01.2020 tarih ve E:2019/2426, K:2020/56 sayılı kararı da aynı yöndedir. Söz konusu kararda; “Uyuşmazlıkta, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağı ile yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi nedeniyle, bu tarihten itibaren bir aylık süre verildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen 06/01/2015 tarih ve 09 Sayılı dava konusu Encümen kararının, söz konusu yapının 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca yıkımına yönelik kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
[4] Danıştay 14. Dairesinin 11.05.2016 tarih ve E:2014/9351, K:2016/3747 sayılı kararı; İstanbul BİM, 5. İDD, 15.01.2019 tarih ve E:2017/2813, K:2019/90 sayılı kararı; Ankara BİM, 01.11.2017 tarih ve 6. İDD, E:2017/1096, K:2017/1338 sayılı kararı; Gaziantep BİM, 2. İDD, 29.03.2019 tarih ve E:2018/3387, K:2019/484 sayılı kararı.
[5] Eskişehir 2. İdare Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarih ve E:2019/204, K:2019/186 sayılı ısrar kararı
[6] Danıştay İDDK, 20.01.2020 tarih ve E:2019/2426, K:2020/56 sayılı kararı; “Dava konusu uyuşmazlıkta ısrar hususu, ruhsatsız olarak yapılan yapı hakkında yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, yapının ruhsata bağlanabilmesinin mümkün olmaması nedeniyle 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesinde öngörülen süre ( en çok bir ay ) verilmeden ya da bu süre beklenilmeden, yapının ruhsatsız kısımlarının yıkımı için belediye encümen kararı alınabileceğine ilişkindir.
Ruhsata aykırı olarak inşa edilen yapı/yapılar hakkında ilgili idare tarafından yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, anılan ruhsata aykırılıkların ruhsata bağlanabilmesi mümkün ise, yapı sahibi tarafından bunun sağlanması, ruhsata aykırılıkların herhangi bir sebeple ( imar planları, proje, koruma kurulu kararları v.s. ) ruhsata bağlanabilmesi mümkün değil ise, yapı sahibi tarafından yapıdaki ruhsata aykırılıkların kaldırılması için 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesinde öngörülen sürenin verilmesi, verilen süre sonunda, yapının sahibi tarafından ruhsata bağlanmaması ya da ruhsata bağlanması mümkün değil ise, yıkılarak mevcut ruhsata uygun hale getirilmemesi durumunda yapının yıkımı konusunda ilgili idarelerce işlem tesis edilebileceği açıktır.
Yukarıda hükmüne yer verilen ve 29/11/2018 tarih ve 7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesine eklenen 6. fıkrada; idare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkları giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatının üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edileceği ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş ise de, dava konusu işlemin tesis edildiği 06/01/2015 tarihinden sonra getirilen düzenlemenin görülmekte olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağı ile yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi nedeniyle, bu tarihten itibaren bir aylık süre verildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, 23/12/2014 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen 06/01/2015 tarih ve 09 Sayılı dava konusu Encümen kararının, söz konusu yapının 3194 Sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca yıkımına yönelik kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.”
[7] Danıştay 6. Dairesinin 16.06.2020 tarih ve E.:2019/5246, K:2020/5414 sayılı kararına konu olan olayda; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapının tarımsal niteliği korunacak özel mahsul alanına inşa edildiği, dolayısıyla, yapının ruhsata bağlanmasının hukuken olanaklı olmadığı anlaşıldığından, yıkıma ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiştir. Danıştay 6. Dairesi tarafından ilk derece Mahkemesinin bu kararı bozulmuştur.
Danıştay 6. Dairesinin kararının ilgili kısmı şu şekildedir; “Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi durumunda bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya aykırılığın giderilmesi suretiyle mevzuata uygun hale getirilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği açıktır.
Uyuşmazlıkta; davalı idare elemanlarınca düzenlenen04/02/2015 tarihli yapı tatil tutanağı ile ruhsatsız yapı yapıldığının tespit edildiği ve tutanakta 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca inşaatın mühürlendiğinin belirtildiği, davacının yapısını mevzuata uygun hale getirmek için tanınan bir aylık sürenin sonu beklenmeden, dava konusu 11/2/2015 tarih ve 67 sayılı encümen kararı ile dava konusu yapının yıkımına karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda; yapı tatil tutanağı ile aykırılığın giderilmesi suretiyle yapısını mevzuata uygun hale getirmek için tespit tarihinden itibaren verilen bir aylık sürenin sonunda, yapının 3194 sayılı Kanuna uygun hale getirilmemesi halinde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınması gerektiğinden, 04/02/2015 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin, 11/2/2015 tarih ve 67 sayılı encümen kararı ile söz konusu yapının yıkımına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay 6. Dairesinin 26.02.2020 tarih ve E: 2019/5255, K:2020/2479 sayılı kararı da aynı yöndedir).
[8] Danıştay 6. Dairesinin 18.02.2020 tarih ve E:2019/4355, K:2020/2013 sayılı kararı; “..davacının, davalı idareye yaptığı ruhsat başvurusu üzerine, taşınmazın bulunduğu bölgede imar planları bulunmadığından söz konusu talebinin değerlendirilemeyeceğinin davacıya bildirilmesi sonrasında, yapı tatil tutanağı ile verilen bir aylık süre içerisinde ruhsatsız yapının kaldırılmaması nedeniyle, aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkıma ilişkin davalı idarece tesis edilen işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığından, yıkım ve para cezasının kanun maddelerinde yazılı diğer hususlar yönünden incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçe ile (davacının süresi içinde yapmış olduğu ruhsat başvurusunun davalı idarece Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine göre incelenmesi ya da idarece 6360 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca yörenin geleneksel, kültürel, mimari özelliklerine uygun tip mimari projeler yaparak/yaptırarak tip mimari projenin uygulanacağı alan sınırlarının belirlenmesi ve bu yerde yapılacak yapıların buna uygun yapılmasının sağlanması, tip proje dışında özel proje uygulamak isteyenlerin ise bu projesini mevzuata uygun olarak onaylamak suretiyle uygulama yapılması gerektiği gerekçesiyle) işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
[9] Danıştay 14. Dairesinin 23.06.2017 tarih ve E:2014/3165, K:2017/4334 sayılı kararı.
[10] Danıştay 14. Dairesinin 22.05.2018 tarih ve E: 2015/1172, K:2018/3871 sayılı kararı şu şekildedir;“Uyuşmazlık konusu olayda; ruhsatsız inşa edilen yapıların (31.01.2014 tarihli) yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesi üzerine, ruhsat alınması veya ruhsata uygun hale getirilmesi amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca 30 gün süre verildiği, davacı tarafından bu süre içerisinde ruhsatsız yapıların yıkılarak aykırılıkların giderilmemesi ve ruhsata da bağlanmaması üzerine 04/03/2014 günlü, 62 sayılı yıkım kararının alındığı, davacı tarafından 30.04.2014 tarihli dilekçe ile tadilat ruhsatı talebinde bulunulduğu, davalı idarenin 10.07.2014 tarihli yazısında, söz konusu parselde ruhsatlı projesine aykırı uygulamalar yapılarak emsal alanın aşılması ve bahçe mesafelerine tecavüzlerin olması sebebiyle ruhsat harici uygulamaların ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığının belirtildiği görülmektedir.
Her ne kadar Mahkeme kararında, davacı tarafından ruhsat başvurusunda bulunulduğu, davalı idarece bu müracaatın değerlendirilmediği ve bu hususlar gözetilmeksizin tesis edildiğinden bahisle işlemin iptaline karar verilmiş ise de; davacı tarafından 30 günlük süre içerisinde ruhsatsız yapıların yıkılarak aykırılıkların giderilmediği ve yapıların da ruhsata bağlanmaması üzerine yıkım kararının alındığı anlaşılmakta olup, ruhsat müracaatının yıkım kararı alınmasını engellemeyeceği gibi, davacının ruhsat başvurusu yapıp yapmadığı hususunun da, yıkım kararının hukuka uygunluk denetiminde dikkate alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, ileride değişebilecek koşulların mahkemece iptal gerekçesi olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı ve yeni oluşan maddi ve hukuki durumun ancak yeni bir davanın konusunu oluşturulabileceği açıktır.
Bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde ruhsatsız yapıların yıkılarak aykırılıkların giderilmemesi ve yapıların da ruhsata bağlanmaması üzerine tesis edilen yıkım işleminde hukuka aykırılık, dava konusu yıkım işleminin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.”
[11] İstanbul BİM 5. İDD., 24.06.2020 tarih ve E:2018/2088, K:2020/959 sayılı kararında; mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmeden ve yapı ruhsat başvurusu için gerekli harçların yatırılmadan dilekçeden ibaret ruhsat başvurusunun sonuçlandırılmadan yıkım kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiştir.
[12] Danıştay 14. Dairesinin, 03,04.2013 tarih ve E:2011/15309, K:2013/2403 sayılı kararı;“Olayda; 1.6.2010 günü yapı tatil tutanağının düzenlenerek yapı yerine asıldığı, 9.6.2010 günlü dava konusu işlemle; 1.6.2010 gününden itibaren bir ay içinde ruhsat alınmadığı takdirde yapının yıkımına karar verilmesi üzerine, davacı tarafından, 29.06.2010 tarihinde ruhsat başvurusunda bulunulduğu, bölgeye ilişkin imar planlarının iptal edilmesi nedeniyle, söz konusu imalatın ruhsatlandırılmasının mümkün olmadığı yönünde cevap verilmiş ise de; iptal edilen imar planlarının sadece Milli Savunma Bakanlığı adına tahsisli 435 ada, 8 ve 14 sayılı parsellere yönelik olduğu, diğer parseller yönünden planın iptal edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde ruhsata aykırı olarak yapılan imalatlar nedeniyle idarece ruhsat alınması için verilen süre içerisinde, davacı tarafından ruhsat başvurusunda bulunulması üzerine, davalı idarece davacının bu ruhsat başvurusuna yönelik olarak bir değerlendirme yaparak bir karar vermesi gerektiğinden yıkıma yönelik olarak alınan kararda hukuka uyarlık, temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.”
[13] İstanbul BİM, 5. İDD., 12.02.2020 tarih ve E:2018/2736, K:2020/249 sayılı kararıyla; “Uyuşmazlık konusu olayda, dosya kapsamından; davacının ruhsat başvurusu hakkında ilgili kamu idareleri tarafından uygun görüş bildirildiği ve davalı idareye bağlı görevliler tarafından düzenlenen teknik raporda dahi depo inşasında sakınca bulunmadığı yönünde kanaat bildirildiği, yapının ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığına dair bir tespit ve taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmadığı halde, davalı idare tarafından davacının ruhsat başvurusunun kabul veya reddi yönünde bir karar verilmeksizin, sadece davacının başvurusunun sonuçlanmasını beklemeden yapının inşasına başladığı gerekçe gösterilerek yıkım kararı alındığı, yapı tatil zaptı tutulduktan sonra davacının mevcut ruhsat başvurusu doğrultusunda yapısını ruhsatlandırabilmesine imkan tanınmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32’nci maddesi hükmü gereği, yapı ruhsatı alınmadan yapı inşasına başlanamayacağı ve ruhsat başvurusu var ise bunun sonuçlanmasının beklenmesinin mecburi olduğu hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte; inşa faaliyetine başlanabilmesi için geçerli olan bu mecburiyetin yıkım işleminin yapılabilmesi için de geçerli olduğunun dikkate alınması gerektiği, bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32inci maddesi hükmüne aykırı olarak, davacının ruhsat başvurusu hakkında bir karar verilmeden ve yapının ruhsatlandırılmasına imkan tanınmadan doğrudan yapının yıktırılması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçesi ile dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.