Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararından Sonra Boğaziçi Alanında İmar Barışı
I. Giriş
3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesiyle getirilen imar barışı düzenlemesinin en tartışmalı kısımlarından biri, İstanbul Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesinde kalan Sarıyer, Üsküdar ve Beykoz İlçelerindeki bazı alanların da imar barışı kapsamına alınmasıydı. 27.12.2018 tarih ve 7159 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle, 3194 sayılı Kanun’un geçici 16. maddede yapılan değişiklikle; öngörünüm bölgesinde imar barışının kapsamı genişletilmiş ve 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının da iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu değişiklikler neticesinde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesinin ilgili fıkralarının son hali şe şekilde olmuştur;
4. fıkra; “Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun ve 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.”
11. fıkra; “Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş Tarihi Alanda uygulanmaz.”
Anayasa Mahkemesi’nin 24/9/2020 tarih ve E:2019/21, K:2020/51 sayılı kararıyla, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresi ile bu maddeye bağlı değiştirilen 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesine ait Kroki ile Sınır ve Koordinat Listesi’nin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar vermiştir.
Bu karardan sonra ne olacağına ilişkin çok sayıda soru ortaya çıkmıştır. Bu makalemizde aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışacağız;
- Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı sonucunda iptal kararının ne anlama geldiği tam olarak ortaya çıktı mı?
- Anayasa Mahkemesinin kararının sonuçları ne olacak?
- 2981 sayılı İmar Affı Kanunu döneminde de benzer bir durum yaşanmıştı. O dönemde Mahkemeler Anayasa Mahkemesi kararını nasıl yorumladı?
- Anayasa Mahkemesinin iptal kararı geçmişe yürüyecek mi? Diğer bir ifadeyle bu karardan önce verilen yapı kayıt belgeleri kazanılmış hak oluşturacak mı?
- Anayasa Mahkemesi kararından sonra yıkım ve imar para cezası verilebilir mi?
- Anayasa Mahkemesi Kararından sonra yapı kayıt belgesi için ödenen para geri alınabilir mi?
- Yapı Kayıt Belgeleri geçersiz sayılanların uğradıkları zararlar giderilecek mi?
II. Boğaziçi Alanı’nın Tanımı ve Uygulama
Anayasa Mahkemesi kararının daha iyi anlaşılabilmesi için “Boğaziçi Alanı” tanımının ne olduğunu ve bu alanlarda hangi Kanuna göre hangi kurumlar tarafından işlem yapılabileceğine kısaca değinmekte fayda görüyoruz.
2960 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre Boğaziçi Alanı 4 bölgeden oluşmaktadır;
- Boğaziçi kıyı ve sahil şeridi
- Öngörünüm bölgesi
- Geri görünüm bölgesi
- Etkilenme bölgesi
Bu alanların tamamında 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na göre uygulama yapılır. Farklılık sadece yetkili olan kurumlardadır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 46. maddesine göre;
- “Boğaziçi Sahil Şeridi“ ve “Öngörünüm” bölgelerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı,
- “Gerigörünüm” ve “Etkilenme” bölgelerindeki ise ilgili İlçe Belediye yetkilidir.
Gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni gerekse ilgili İlçe Belediye Encümeni tarafından yıkım kararı 2960 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre, para cezası ise 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesine göre alınmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bu yetkisini Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni vasıtasıyla kullanmaktayken; İlçe Belediyeleri ise Yapı Kontrol Müdürlüğü ve İlçe Belediye Encümeni vasıtasıyla kullanmaktadır.
Bu nedenle, 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin 4. fıkrasına eklen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresiyle, sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde değil, geri görünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar hakkında 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na göre verilen yıkım ve para cezalarının da iptal edilmesi öngörüldüğünden, Anayasa Mahkemesinin “…ve 2960 sayılı Kanun…” iptal etmesi, gerigörünüm ve etkilenme bölgesindeki yapıları da etkileyecektir.
III. Anayasa Mahkemesi Kararındaki Çelişkiler ve Yol Açacağı Yeni Sorunlar
Anayasa Mahkemesi kararının sonuçlarına geçmeden önce, gerekçeli karardaki çelişkilere değinmekte fayda görüyoruz. Zira, bu çelişkiler uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır.
Kararın çelişkiye sebep olan kısımları 2960 sayılı Kanuna göre verilen yıkım ve para cezalarının akıbetiyle ilgilidir. Bu kısımlar şu şekildedir;
29. paragraf; “7159 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle, 3194 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde ve maddeye bağlı kroki ve listede değişiklik yapılmıştır. Söz konusu değişiklikler kapsamında 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edilmesi hükme bağlanmış ve Boğaziçi öngörünüm bölgesinde kalan bazı yerlerdeki taşınmaz maliklerinin de yapı kayıt belgesinden faydalanmasına izin verilmiştir.”
44. paragraf; “Kurallarda 2960 sayılı Kanun’da tanımlanan Boğaziçi öngörünüm bölgesi içinde belirlenen alanlarda imara aykırı yapılar yönünden imara aykırı durumların yeniden yapılıncaya veya kentsel dönüşüme kadar muhafaza edilmesine izin verilmesi ile anılan Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ve tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edilmesi öngörülmektedir.”
47. paragraf; “Bununla birlikte anılan düzenleme yapılırken kurallarla Boğaziçi Alanında yapılan imara aykırı yapıların yıkılmasının önlenmesinin ve bu alana yapılan imara aykırı yapılar nedeniyle verilen idari para cezalarının iptal edilmesinin çevre ile kültür ve tabiat varlıklarına vereceği zararın da gözetilmesi gerekir. Bu çerçevede kurallarla öngörülen kamu yararı ile kuralların neden olacağı zararın tartımının yapılarak Anayasa’nın 56. ve 63. maddelerdeki pozitif yükümlülüklere aykırı bir düzenleme yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir.”
48. paragraf; “… Bütün bu nedenlerle Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinin doğal güzellikleri ile kültürel ve tarihî değerlerinin korunması ve geliştirilmesinde önemli bir kamu yararının bulunduğu aşikârdır.”
49. paragraf; “Bu çerçevede kurallarla öngörülen şehirlerin yeniden inşası ve imarı açısından kaynak temininin başka yöntemlerle de elde edilmesinin mümkün olduğu, bunun için ender bir doğal güzellik ile tarihi ve kültürel değerlere sahip olan Boğaziçi Alanının korunmasıyla bağdaşmayacak düzenlemeler getirilmesinin menfaatler arasında makul bir denge kurulmasını engellediği anlaşılmaktadır…”
Görüldüğü üzere;
- Kararın 29, 47 ve 49. paragraflarına göre Boğaziçi Alanında (sahil şeridi, öngörünüm, gerigörünüm ve etkilenme) bulunan yapılar hakkında 2960 sayılı Kanuna göre verilen yıkım ve para cezalarının iptal edilmesinin Anayasaya aykırı olduğu sonucu ortaya çıkmaktayken;
- 44 ve 48. paragraflarına göre ise sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunan yapılar hakkında 2960 sayılı Kanuna göre verilen yıkım ve para cezalarının iptal edilmesinin Anayasaya aykırı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Kararın bu şekilde çelişkili olmasının sebebi; 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin 4. fıkrasına eklen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresinin sanki sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içindeki yapılar hakkında verilen yıkım ve para cezaları için getirildiği ön kabulüyle hareket edilmesi, geri görünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar hakkında verilen yıkım ve para cezalarını da kapsadığının ise öngörülememesidir.
Nitekim bu karar Anayasa Mahkemesinin resmi internet sitesinde dahi “Boğaziçi Öngörünüm Bölgesindeki İmara Aykırı Yapılar Hakkında Verilen Yıkım Kararlarının ve İdari Para Cezalarının İptal Edilmesini Öngören Kuralların İptali” başlığıyla yayımlanmıştır. (https://www.anayasa.gov.tr/tr/haberler/norm-denetimi-basin-duyurulari/bogazici-ongorunum-bolgesindeki-imara-aykiri-yapilar-hakkinda-verilen-yikim-kararlarinin-ve-idari-para-cezalarinin-iptal-edilmesini-ongoren-kurallarin-iptali/)
Hâlbuki, yukarıda da açıkladığımız üzere 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin 4. fıkrasına eklen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresiyle, sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde değil, geri görünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar için 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na göre verilen yıkım ve para cezalarının da iptal edilmesi öngörülmektedir.
IV. Anayasa Mahkemesi İptal Kararının Sonuçları
Anayasa Mahkemesi kararının sonuçlarını;
- Sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi açısından sonuçları ve
- Gerigörünüm ve etkilenme bölgesi açısından sonuçları olmak üzere ayrı ayrı ele alacağız.
1. Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgeleri Yönünden Sonuçları
a. Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesinde İmar Barışının Son Durumu
Anayasa Mahkemesi, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesine bağlı olan 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesine ait Kroki ile Sınır ve Koordinat Listesi’nin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Bu karar neticesinde, Geçici 16. maddeye bağlı olan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesine ait krokiler iptal edildiğinden
- “Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanda … uygulanmaz.” şeklinde olan hüküm,
- “Bu madde hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde … uygulanmaz.” halini almıştır.
Buna göre Anayasa Mahkemesi, Sarıyer, Üsküdar ve Beykoz İlçelerinin Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde kalan hiçbir yapının imar barışından faydalanamayacağına karar vermiştir.
b. Yapı Kayıt Belgelerinin Durumu ve Anayasa Mahkemesi Kararının Geçmişe Etkili Olarak Uygulanması
2981 sayılı İmar Affı Kanunu döneminde de aynısı yaşanmış ve Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 günlü, E:1985/11, K:1986/29 sayılı ve 28.06.1989 günlü, E:1988/61, K:1989/28 sayılı kararlarıyla, Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinin 2981 sayılı Kanunla imar affına dahil edilmesi iptal edilmişti.
Danıştay tarafından istikrarlı bir şekilde, Anayasa Mahkemesinin 1986 ve 1989 tarihli kararları uyarınca, Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığına ve 2981 sayılı Kanun uyarınca verilen tapu tahsis belgesi ile ruhsat ve iskân belgelerinin geçersiz olduğuna karar verilmiştir. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından da Danıştay’ın bu içtihadı benimsenmiştir.
Danıştay 6. Dairesinin 12.12.1990 tarih ve E:1990/466, K:1990/2579 sayılı kararında;
“Öte yandan; Anayasa Mahkemesince 28.6.1989 günlü, E:1988/61, K:1989/28 sayılı karar ile 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasanın 7. maddesiyle değiştirilen 14. maddesinin ( f ) bendinin itiraz konusu hükmüne ilişkin incelemenin “… İstanbul Boğazı Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgeleri …” ibaresiyle sınırlı olarak yapılmasına, sınırlama kararı uyarınca incelenen ibarenin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline, keza sözü edilen ibarenin iptali, hemen bu ibareden sonra gelen “… ile” bağlacının ve ayrıca 3290 sayılı Yasanın Geçici 3. maddesinin dördüncü tümcesinde yer alan “İstanbul ve …” ibaresinin de uygulanmaması sonucunu doğurduğundan iptaline karar verilmiştir. Anılan kararda 3290 sayılı Yasanın geçici 3. maddesiyle, 3194 sayılı Yasanın iptal edilen geçici 7. maddesinde süreyi kaçırmış olmaları nedeniyle yararlanamayanlara yeni bir hak tanındığı, böylece itiraz konusu istisna hükmüyle Boğazların af kapsamına alınmış olduğu, Boğaziçi sahil şeridi yönünden itiraz konusu imar affına ilişkin ibarenin Anayasanın 43. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulunduğu, mahkemenin 3194 sayılı İmar Yasasının 47. ve geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının iptaline ilişkin 11.12.1986 günlü kararında belirtilen gerekçenin burada da geçerliliğini sürdürdüğü, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesinin 2960 sayılı Yasa karşısında, Anayasanın 43. maddesi uyarınca yararlanmada öncelik tanınan kıyı ve sahil şeridi ile aynı hukuksal rejime bağlı tutulduğunu gösterdiği, itiraz konusu kuralın öngörünüm bölgesini de kapsayan içeriğiyle Anayasanın 2. maddesine aykırı düştüğü, keza Boğaziçi Öngörünüm Bölgesindeki kaçak yapılara yasallık kazandırılmasının Anayasanın 56. maddesine de aykırı olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemelerle Anayasa Mahkemesi kararları gözönünde bulundurulduğunda, Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı, ancak etkilenme ve geri görünüm bölgelerinde bulunan bu tür yapılar için böyle bir sınırlama getirilmediği kuşkusuzdur.
2981 sayılı Yasanın istisnalar başlığını taşıyan 3. maddesinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde anılan yasa kuralının uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden tapu tahsis belgesi istemine konu olan taşınmazın Boğaziçi Sit Alanında kaldığı anlaşıldığından olayda yukarıda anılan yasa kuralı uyarınca 2981 sayılı Yasa kuralının uygulanması mümkün olmadığından İdare mahkemesince davanın yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Kaldı ki gecekondunun işyeri olarak kullanılması nedeniyle 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasayla değişik 8. maddesinde yer alan kural nedeniyle de tapu tahsis belgesi verilmesi mümkün değildir.”
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 13.11.2019 tarih ve E:2017/1883, K:2019/3233 sayılı kararında;
“Yukarıda yer alan yasal düzenlemelerle Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; Boğaziçi öngörünüm alanında kalan ve imar affı başvurusunda bulunulan mülkiyeti davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait taşınmazdaki yapılar 2981 sayılı Kanun uyarınca imar affından yararlanamayacağından, söz konusu yapıların 775 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin işlemde hukuka aykırılık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Aslında şu anda aynı durum yaşanmaktadır. Bu nedenle, Danıştay’ın önceki içtihatlarından hareketle, Anayasa Mahkemesi kararı geçmişe etkili olacak şekilde uygulanacağını söylemek mümkündür. Bunun neticesinde, yapı kayıt belgesi alanlar yönünden herhangi bir kazanılmış hak doğmayacak, Sarıyer, Üsküdar ve Beykoz İlçelerinin Boğaziçi öngörünüm bölgelerindeki yapılara imar barışı kapsamında verilen yapı kayıt belgeleri geçersiz olacak ve bu belgenin sağladığı tüm haklar geri alınacaktır.
c. Yıkım ve Para Cezası Kararı Verilebilecek Mi?
Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunup yapı kayıt belgesi geçersiz olan yapılar hakkında yıkım ve imar para cezası kararı da verilebilecektir. Ancak, yapı hakkında daha önce verilmiş ve yapı kayıt belgesi alındığı için iptal edilmiş olan bir para cezası varsa, bu cezadan daha fazla miktarda ceza verilmesi mümkün değildir.
Yargıtay ve Danıştay uygulamasında kaçak inşaat yapma fiili “temadi eden” nitelikte kabul edildiğinden, imar mevzuatına aykırı yapı yıkılmadığı veya ruhsat alınmadığı sürece her zaman yıkım kararı alınabilir. Fakat, binanın değeri ödenmeksizin veya zararı telafi edici öneriler sunulmaksızın binanın yıkılması mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, yıkım kararı alındıktan sonra, yapı sahibinin yıkım nedeniyle oluşan zararlarının da telafi edilmesi gerekmektedir. (Anayasa Mahkemesi, Hasan Kaya ve diğerleri, B. No: 2017/22750, 1/7/2020)
d. Yapı Kayıt Belgesi İçin Ödenen Para Geri Alınabilir Mi?
Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunup yapı kayıt belgesi iptal edilen yapı sahipleri, ödedikleri yapı kayıt belgesi bedelini iade alabilirler. Ayrıca, bu bedel haksız bir şekilde tahsil edildiğinden, tahsil edildiği tarihinden itibaren işletilecek tecil faiziyle birlikte iade edilmesi gerekmektedir.
2. Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgeleri Yönünden Sonuçları
a. Yapı Kayıt Belgelerinin Durumu
Anayasa Mahkemesince iptal edilen korkilerin sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesine yönelik olması ve 2981 sayılı Kanun döneminde Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından verilen kararlarda da; Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı, ancak etkilenme ve geri görünüm bölgelerinde bulunan bu tür yapılar için böyle bir sınırlama getirilmediğinin belirtilmesi nedeniyle, gerigörünüm ve etkilenme bölgelerindeki yapılar için verilen yapı kayıt belgeleri geçerlidir.
b. Yıkım ve Para Cezalarının Durumu
Gerigörünüm ve etkilenme bölgesindeki sorun, bu bölgelerdeki yapılar hakkında 2960 sayılı Kanuna göre verilen yıkım ve para cezalarının akıbetinin ne olacağı ve yapı kayıt belgesi almış olan yapılar hakkında bundan sonra 2960 sayılı Kanun’a göre yıkım ve para cezası kararı verilip verilemeyeceğidir.
Yukarıda da açıkladığımız üzere 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin 4. fıkrasına eklen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresiyle, sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde değil, geri görünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar için 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na göre verilen yıkım ve imar para cezalarının da iptal edilmesi öngörülmektedir.
Ancak, Anayasa Mahkemesi kararında çelişkiler bulunması ve 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin 4. fıkrasına eklen “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresinin sanki sadece sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içindeki yapılar hakkında verilen yıkım ve para cezaları için getirildiği ön kabulüyle karar verilmesi nedeniyle uygulamada sorunlar yaşanacaktır.
Zira, Anayasa Mahkemesi “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresinin iptalinin gerigörünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar hakkında verilen yıkım ve imar para cezalarının durumunda belirsizliğe sebebiyet vereceğini öngörseydi, gerigörünüm ve etkilenme bölgeleri açısından oluşan boşluğun doldurulması için yeni bir yasal düzenleme yapılması için Meclise bir süre vermesi gerekirdi. Ancak, bu husus öngörülemediği için “…ve 2960 sayılı Kanun…” ibaresini iptal etmekle yetinilmiştir.
Anayasa Mahkemesi iptal kararındaki temel amaç sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinin korunmasına yöneliktir. 2981 sayılı Kanun döneminde verilen Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarında da; Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı, ancak etkilenme ve geri görünüm bölgelerinde bulunan bu tür yapılar için böyle bir sınırlama getirilmediği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle, gerigörünüm ve etkilenme bölgelerindeki yapılar hakkında verilen yıkım ve para cezalarının iptal edilmesi gerektiği ve yapı kayıt belgesi almış olan yapılar için bundan sonra yıkım ve para cezası verilemeyeceğini düşünüyoruz.
V. Sonuç
2981 sayılı İmar Affı Kanunu döneminde verilen Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 günlü, E:1985/11, K:1986/29 sayılı ve 28.06.1989 günlü, E:1988/61, K:1989/28 sayılı kararlarını dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinin bazı kısımlarının imar barışı kapsamına alınmasını iptal edeceği beklenen bir durumdu.
Anayasa Mahkemesi’nin 24/9/2020 tarih ve E:2019/21, K:2020/51 sayılı kararı neticesinde ortaya çıkan durumu maddeler halinde sıralayacak olursak;
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunan yapı kayıt belgesi alan yapı sahipleri dertsiz başlarına dert almış ve bir nevi kendilerini ihbar eden konumuna düşmüşlerdir.
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde Yapı Kayıt Belgeleri geçersiz sayılan yapılar hakkında yıkım ve imar para cezası karar verilebilecek ve bu yapıların sahipleri hakkında 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na muhalefet ve İmar Kirliliğine Neden Olma suçlarından dolayı ceza yargılaması yapılabilecektir.
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde yıllardır çözülemeyen gecekondu sahiplerinin tapu alma sorunu yine çözülememiştir.
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde yapı kayıt belgesiyle alınan işyeri açma ve çalışma ruhsatları iptal edilecektir. Fakat İşyeri sahipleri bu belgeye güvenerek yaptıkları masrafları ve uğradıkları zararların tazmini için dava açabilecektir.
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde imar barışı kapsamında kat mülkiyetine geçen bir binadan daire satın alan kişilerin dairelerinin değeri ciddi oranda düşecektir. Bu kişiler de uğradıkları zararın tazmini için dava açabilirler. Yapı Kayıt Belgesinin geçersiz hale gelmesiyle zarar oluşmuş sayıldığından, zararlarının tazmini için yıkım kararının verilmesini beklemelerine de gerek bulunmamaktadır.
- Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde bulunup yapı kayıt belgesi iptal edilen yapı sahipleri, ödedikleri yapı kayıt belgesi bedelini iade alabilirler.
- Gerigörünüm ve etkilenme bölgesindeki yapı kayıt belgeleri geçerlidir.
- Gerigörünüm ve etkilenme bölgesindeki yapılar hakkında 2960 sayılı Kanun’a göre verilen yıkım ve imar para cezalarının akıbetinin ne olacağı konusu belirsiz ise de; Anayasa Mahkemesi iptal kararındaki temel amacın sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinin korunmasına yönelik olduğu dikkate alındığında, bu bölgelerdeki yapılar hakkında verilen yıkım ve imar para cezalarının iptal edilmesi gerektiği ve yapı kayıt belgesi almış olan yapılar için bundan sonra yıkım ve imar para cezası verilemeyeceğini düşünüyoruz.
1 Yorum
Boğaziçi öngörünüm alanında kat mülkiyet tapulu 45 yıllık bir bina ilerde yıkılması halinde, yerine yenisini yapabilir mi. Kat mülkiyeti müktesep hakkı olur mu