Jandarma Tutanağıyla Hafriyat Cezası Verilemez – Danıştay
KARARIN ÖZETİ : 2872 Sayılı Çevre Kanunu uyarınca Jandarma Genel Komutanlığına yapılan bir yetki devrinin olmadığı için denetim yetkisi bulunmayan kurumda görevli jandarmalar tarafından düzenlenen tutanağa dayanılarak izinsiz hafriyat dökümü nedeniyle verilen idari para cezası hukuka aykırıdır.
DANIŞTAY 6. DAİRESİ
Esas No : 2019/17353
Karar No : 2019/7904
Karar Tarihi : 24.09.2019
MADDİ OLAY
Davacı şirket ait kamyonlarla, Yalova İli, Merkez İlçesi, Safran Köyü Karatepe Mevkiine hafriyat toprağı döküldüğünün İl Merkez Jandarma Komutanlığı ekiplerince 25/03/2010 tarihinde tespit edilmesi üzerine, Çevre Kanununda ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde öngörülen hükümlere aykırı olarak inşaat ve yıkıntı atıkları döküldüğünden bahisle Yalova Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün 21/03/2011 tarih ve 2011/41 karar defteri sıra numaralı işlemle davacı şirkete 186.372,00- TL idari para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İDARE MAHKEMESİ KARARI
Hafriyat toprağını 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak taşıdığı ve döktüğü 25/03/2010 tarihli tutanaklarla tespit edilen davacı şirkete, anılan Kanunun 20/r maddesi uyarınca daha önce 93.186,00 TL para cezası uygulandığı gerekçesiyle fiilin mükerrer işlendiğinden bahisle bir kat artırımlı olarak 186.372,00 TL para cezası uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DANIŞTAY 6. DAİRESİNİN KARARI
İLGİLİ MEVZUAT
2872 Sayılı Çevre Kanununun 12. maddesinde, bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığının denetlenmesi yetkisinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğu, gerektiğinde bu yetkinin, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebileceği, denetimlerin Bakanlığın belirlediği denetim usul ve esasları çerçevesinde yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
03/04/2007 günlü, 26482 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Çevre Kanununa Göre Verilecek İdarî Para Cezalarında İhlalin Tespiti ve Ceza Verilmesi ile Tahsili Hakkında Yönetmeliğin, “Çevre Denetim Ekibinin Görevlendirilmesi” başlıklı 7. maddesinde; Çevre Kanununda belirtilen yükümlülüklerin ilgililerce yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkez veya taşra teşkilatı ile Bakanlıkça yetki verilmiş kurum veya kuruluşların yetkili makamı tarafından usulüne uygun olarak iki veya daha fazla kişiden meydana gelen çevre denetim ekibinin görevlendirileceği, “Çevre Denetim Ekibinin Görevleri” başlıklı 8. maddesinde çevre denetim ekibinin, çevre mevzuatı çerçevesinde; denetimi gerçekleştirmek ve çevre kirliliğinin ve/veya ihlalin nedenini belirlemekle ve durum tespitine ve/veya ihlaline ilişkin yapılan işlemleri denetim/tespit tutanağı ile belirlemekle görevli olduğu, 13. maddesinde; 2872 Sayılı Çevre Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı veya Bakanlıkça yetki verilmiş kurum veya kuruluşların yetkili makam tarafından çevre denetimi ile görevlendirilen personel tarafından yapılan denetimler sonucunda tespit edilen ihlallerle ilgili olarak, fiilleri işleyenler hakkında Ek-3’te yer alan Çevre Denetim Tutanağının; gemilerle ilgili olarak ise Ek-2’de yer alan Tespit Tutanağının düzenleneceği, belirtilen şekilde düzenlenen Çevre Denetim Tutanağı ile Tespit Tutanağının, numune alınmış ise analiz sonucuna ilişkin rapor, fotoğraf, video çekimi yapılmış ise buna ilişkin kanıtlar ve ilgili diğer her türlü belgelerin de eklenmek suretiyle denetim ile görevlendirilen personelin bağlı olduğu ve idari yaptırım kararı vermeye yetkili merciye intikal ettirileceği, 14. maddesinde ise; idari yaptırım kararı vermeye yetkili merci tarafından, intikal ettirilen Çevre Denetim Tutanağı veya Tespit Tutanağı ve ilgili belgelerin değerlendirerek gerekli yaptırım kararının verileceği kuralı getirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Çevre Kanunu kapsamındaki uygulamaların denetlenmesi yetkisinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğu, bu yetkinin, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebileceği, denetimlerin Bakanlığın belirlediği denetim usul ve esasları çerçevesinde yapılacağı, Çevre Kanununda belirtilen yükümlülüklerin ilgililerce yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkez veya taşra teşkilatı ile Bakanlıkça yetki verilmiş kurum veya kuruluşların yetkili makamı tarafından usulüne uygun olarak iki veya daha fazla kişiden meydana gelen çevre denetim ekibinin görevlendirileceği, Çevre Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı veya Bakanlıkça yetki verilmiş kurum veya kuruluşların yetkili makamı tarafından çevre denetimi ile görevlendirilen personel tarafından yapılan denetimler sonucunda tespit edilen ihlallerle ilgili olarak, fiilleri işleyenler hakkında Çevre Denetim Tutanağının; denetim ile görevlendirilen personelin bağlı olduğu ve idari yaptırım kararı vermeye yetkili merciye intikal ettirileceği, idari yaptırım kararı vermeye yetkili merci tarafından, intikal ettirilen Çevre Denetim Tutanağına dayanılarak yaptırım kararının verileceği anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, Yalova İli Merkez Jandarma Komutanlığının 25/03/2010 tarihli tutanağı ile dava konusu alana izinsiz inşaat ve yıkıntı atıklarının döküldüğünün tespit edildiği, çevre denetim tutanağı düzenlenmeksizin sadece bu jandarma tutanağı dayanak yapılarak dava konusu işlemin tesis edildiği, 2872 Sayılı Çevre Kanunu uyarınca Jandarma Genel Komutanlığına yapılan bir yetki devrinin olmadığı ve denetim yetkisi bulunmayan kurumda görevli jandarmalar tarafından düzenlenen tutanağa dayanılarak idari para cezası verilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 Sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Bursa 2. İdare Mahkemesi’nin 07/05/2015 tarih ve E:2015/490, K:2015/561 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 24/09/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X)
2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 3. maddesinde Jandarmanın, emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan ve diğer kanunların verdiği görevleri yerine getiren silahlı genel kolluk kuvveti olduğu, “Jandarmanın genel olarak görevleri”ni düzenleyen 7. maddesinde, Jandarmanın sorumluluk alanlarında emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak, (b) ve (c) bentlerinde belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanının, polis ve sahil güvenlik teşkilatının görev alanının dışındaki yerler olduğu, Jandarmanın görev alanının genellikle Ülkemizin kırsal kesimleri olduğu görülmektedir.
Bu durumda; Jandarmanın sorumluluk alanlarında kamu düzenini korumak, asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak görevinin bulunduğu, çevrenin korunmasına ve kirletilmesinin önlenmesine yönelik uygulamaların kamu düzenine ilişkin olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çevre denetimi ile ilgili görevli personel kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle geniş bir alanı kapsayan ülkenin kırsal alanlarında çevre denetiminin yeterince ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı da dikkate alındığında Jandarmanın Çevre Kanunu kapsamındaki konusu suç teşkil eden fiil ve uygulamaları tespit yetkisi ve görevinin bulunduğu görüşüyle, temyizi istenilen İdare Mahkemesi Kararının Jandarmanın yetkisiz olduğu gerekçesiyle bozulmasını gerektirecek bir sebep olmadığı ve kararın esasının incelenmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.