imar hukuk

16 Milyonluk İmar Para Cezası Hakkında İptal Kararı

 

I. GİRİŞ

Bu makalemizde somut bir olay üzerinden bir dava sürecinin işleyişini ele alacağız. Makalemize konu olan davaların bütün yargılama süreçleri doğrudan hukuk ofisimiz tarafından takip edilmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması için dava sürecini sade bir şekilde ortaya koyacağız. Bu kapsamda ilk olarak belediyenin tesis ettiği işlemlere değineceğiz. Daha sonra bu işlemlere karşı başvurduğumuz yargısal yolları ve dava dilekçelerimizdeki gerekçeleri aktaracağız. Son olarak ise Mahkemelerin kararlarını paylaşacağız.

 

II. MADDİ OLAY

Hakkında işlem yapılan yapı, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Fenerbahçe Mahallesinde bulunan ve Kadıköy Belediyesinden alınan yapı ruhsatıyla inşaa edilen 2 Bodrum, Zemin ve 12 Normal Kat olmak üzere toplam 15 kattan oluşan bir yapıdır.

Binanın onaylı mimari projesinde, dairelerde bulunan ve gömme balkon niteliğinde olan balkonların önündeki alanda “Açılır Katlanır Cam” kullanılacağı belirtilmiştir.

Fakat, gömme balkonlarda “Açılır Katlanır Cam Doğrama” yerine “Sabit Doğrama” yapılması üzerine belediye tarafından yapı hakkında aşağıda belirttiğimiz işlemler tesis edilmiştir.

 

III. KADIKÖY BELEDİYESİ TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER

1. Yapı Tatil Tutanağı Düzenlenmesi

Bina hakkında ilk olarak belediye teknik personeli tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca, 01.03.2021 tarihinde Yapı Tatil Tutanağı düzenlenmiştir. Tutanakta şu tespitlere ve gerekçelere yer verilmiştir;

“Ruhsat ve eki mimari projesi hilafında 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 9. normal katlarda c-g aksları arasında açılır katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapıldığı, 10., 11. Normal katlarda ve 12. Normal katta a-f aksları arasında açılır katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapıldığı tespit edilmiştir. Konu yer işgalli olduğundan mühürlenememiştir. Toplam aykırılık alanı = 333,27 m². İnşai faaliyet %90 seviyesindedir.” tespitlerine yer verilmiştir.

Yapı Tatil Tutanağı

 

2. İmar Para Cezası Verilmesi

Yapı Tatil Tutanağı düzenlendikten sonra, Kadıköy Belediye Encümeninin 06.04.2021 tarihli kararıyla;

  1. Yapı Müteahhidi adına 5.431.875,59-TL para cezası,
  2. Kat Malikleri adına 5.431.875,59-TL para cezası,
  3. Yapı Denetim Şirketi adına 5.431.875,59-TL para cezası,

olmak üzere toplam 16.295.626,77-TL imar para cezası verilmesine karar verilmiştir.

16 milyon 295 bin TL imar para cezası verilmesi üzerine, Kadıköy Belediyesi tarafından, para cezalarının tahsili için 6183 sayılı Kanun kapsamında ödeme emirleri düzenlenmiş ve her bir bağımsız bölüm maliki ve hissedarı para cezasının tamamından sorumlu tutularak binadaki her bir hisseye 5.431.875,59-TL olmak üzere 56 adet hisse üzerine toplam 304.185.133,00-TL miktarında haciz uygulanmıştır.

 

3. Yıkım Kararı Alınması

Son olarak Yapı Tatil Tutanağı esas alınarak, Kadıköy Belediye Encümeninin 18.05.2021 tarihli kararıyla; “Yapı tespit ve inceleme tutanağı 01/03/2021 tarihinde inşaat mahalline asılmak suretiyle tebliğ edilmişse de 30 günlük yasal süre içerisinde ruhsat alınmadığı veya ruhsata uygun hale getirilmediği için, 3194 sayılı imar yasasının 32. maddesi uyarınca yıktırılmasına” karar verilmiştir.

Encümen Yıkım Kararı

 

IV. HUKUK OFİSİMİZ TARAFINDAN AÇILAN DAVALAR

Yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, Kadıköy Belediyesi tarafından yapı tatil tutanağı esas alınarak yüksek miktarda para cezası verilmiş, tüm tapu kayıtlarına haciz uygulanmış ve yıkım kararı alınmıştır. Tüm bu işlemlerin temelini yapı tatil tutanağı oluşturmaktadır. Bu nedenle, Kadıköy Belediyesine açtığımız davalardan en önemlisi, yapı tatil tutanağının iptali için açtığımız davadır.

Kadıköy Belediyesine karşı toplam 13 dava açılmıştır. Bu davaları temel olarak şu şekilde sınıflandırmak mümkündür;

  1. Yapı Tatil Tutanağının iptali için açılan dava,
  2. Müteahhide, müteahhit sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan dava,
  3. Müteahhide, hissedar sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan dava,
  4. Kat maliklerine yapı sahibi sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan dava,
  5. Yapı denetim şirketine verilen para cezasının iptali için açılan dava,
  6. Para cezasının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinin ve tapu kayıtlarına konulan hacizlerin iptali için açılan davalar,
  7. Yıkım kararının iptali için açılan dava

Açtığımız tüm davalarda, dava konusu işlemlerle verilen para cezalarının yüksekliği ve yıkım kararının alınması nedeniyle yürütmeyi durdurma talebine de yer verilmiştir.

 

1. Yapı Tatil Tutanağının İptali İçin Açılan Dava

a. Dilekçelerimizdeki Hukuka Aykırılık Sebepleri

Yapı tatil tutanağı 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre verilecek yıkım kararının ve 42. maddeye göre verilecek imar para cezasının dayanağıdır. Bu nedenle yapı tatil tutanağının hukuka aykırı olması durumunda, bu tutanak esas alınarak verilen yıkım ve imar para cezası da hukuka aykırı olacaktır.[1] Biz de bu temel ilkeden yola çıkarak yapı tatil tutanağının iptali için açtığımız davayı ana dava olarak esas aldık.

Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen Yapı Tatil Tutanağına konu olan balkonların tamamı gömme balkon niteliğindedir. Ayrıca gerek esas mimari projede gerekse tadilat projesinde, bütün balkonların pencereleri tıpkı diğer pencereler gibi doğrama pencere olarak gösterilmiştir. Aralarındaki tek fark, balkon pencerelerinde “Açılır Katlanır Cam” kullanılacağının belirtilmesidir.

Dava ve savunmaya cevap dilekçelerimizde aktardığımız Danıştay ve Bölge İdare Mahkemelerinin yerleşik içtihatlarında; mimari projede herhangi bir pencere gösterilmeyen gömme balkonların sabit pvc doğrama ile kapatılması dahi ruhsata tabi kabul edilmemektedir. Makalemize konu olayda ise önü mimari projesinde zaten doğrama pencere ile kapalı olan gömme balkonlarda, çok daha basit bir tadilat olan “Açılır Katlanır Cam Doğrama” yerine “Sabit Doğrama” yapılmasının ruhsata tabi kabul edilmesi hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğu ayrıntılı olarak Mahkemeye açıklanmıştır.

Dava ve savunma dilekçelerimizde bu konuda çok sayıda Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesi kararına atıf yapılmıştır. Bu kararlardan en önemlileri şunlardır;

  • Danıştay 6. Dairesinin 18.02.2021 tarih ve E:2020/10839, K:2021/2122 sayılı kararı
  • İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 24.12.2019 tarih ve E:2017/2980, K:2019/3864 sayılı kararı
  • İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 09.03.2021 tarih ve E:2021/152, K:2021/435 sayılı kararı

Yapı tatil tutanağının iptali için 06.05.2021 tarihinde dava açılmıştır. Yukarıda atıf yaptığımız kararların tarihleri dikkate alındığında, dava açma tarihinden 2 ve 3 ay önceki güncel yüksek mahkeme kararlarının sunulması, Mahkemenin verdiği kararda ve yargılama süresinin kısalmasında son derece etkili olmuştur.

 

Yukarıda aktardığımız Danıştay ve Bölge İdare Mahkemelerinin güncel kararlarının tamamında gömme balkonun kapatılmasının ruhsata tabi olmamasının gerekçeleri şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Gömme balkonun kapatılması suretiyle yeni ve fazladan bir alan kazanılmaması,
  • Çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmaması,
  • Tadilatın taşıyıcı unsurları etkilememesi,
  • Cephe görünümde meydana gelen değişikliğin ise ruhsat gerektirmemesi

 

Yargı kararlarında belirlenen bu kriterler çerçevesinde, dava ve savunma dilekçelerimizde iddialarımız şu şekilde sıralanmıştır;

  • Dilekçemizin ekinde sunduğumuz mimari proje kat planı ve fotoğraflardan balkonların gömme balkon niteliğinde oldukları açıkça görünmektedir.
  • Balkonların tamamı mimari projede zaten kapalı olarak belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle, yargı kararlarında projesinde açık görünen gömme balkonun kapatılması ve hatta oda ile arasındaki duvarın kaldırılması dahi ruhsata tabi kabul edilmezken; uyuşmazlığa konu balkonların önü mimari projesinde doğrama pencere ile kapalı olarak göründüğünden, alan kazanma gibi bir durumun olması zaten mümkün değildir. Kaldı ki, yapı tatil tutanağında da böyle bir tespit bulunmadığı gibi toplam aykırılık alanının 333,27 m² olarak mimari projedeki pencere doğramalarının ölçüleri üzerinden hesaplanması da herhangi bir alan kazanımı olmadığının göstergesidir. Zira, alan kazanımı olsaydı bu alanın da tutanakta belirtilmesi gerekirdi.
  • Çekme mesafesi ihlal edilmemiştir.
  • “Açılır Katlanır Cam Doğrama” yerine “Sabit Doğrama” yapılması şeklindeki tadilatın taşıyıcı unsuru etkileyen herhangi bir yönü bulunmamaktadır.
  • Mimari projede balkon pencerelerinin de tıpkı diğer pencereler gibi doğramaları olduğu için cephe görünümünde hiçbir değişiklik meydana gelmemiştir.
  • Bu nedenle, yargı kararlarında ruhsata tabi kabul edilmeyen gömme balkonun kapatılması şeklindeki tadilattan daha basit bir tadilat niteliğinde olan “Açılır Katlanır Cam Doğrama” yerine “Sabit Doğrama” şeklindeki değişikliğin ruhsata tabi olmaması nedeniyle, dava konusu yapı tatil tutanağı hukuka aykırıdır.

 

b. İdare Mahkemesinin Kararı

Yapı tatil tutanağının iptali için açtığımız davaya bakan İstanbul 12. İdare Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli kararıyla, dava dosyasındaki mimari proje kat planları, fotoğraflar ve sunduğumuz yüksek mahkeme içtihatları çerçevesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmeden, Yapı Tatil Tutanağı hakkında Yürütmeyi Durdurma kararı verilmiştir. Kararın gerekçesi şu şekildedir;

“Dosyada bulunan bilgi ve belgelerle yapıya ait fotoğrafların incelenmesinden; bahsi geçen   açılır- katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapılması suretiyle yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümünde meydana gelen değişikliğin ise ruhsat gerektirmediği anlaşılmaktadır. 

Yapı tatil tutanağının, niteliği itibarıyla yapıdaki aykırılıkların belirlenmesine ilişkin bütünlük arz eden bir tespit işlemi olması ve ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında kanunda öngörülen yaptırımların uygulanmasına dayanak oluşturması nedeniyle, sadece ruhsatsız yapılar veya ruhsat ve eklerine (yeni düzenleme ile ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına) aykırı yapılar hakkında düzenlenmesi mümkün olup, ruhsatlı yapılarda ruhsat ve eklerine aykırı imalatlarla birlikte ruhsat gerektirmeyen imalatları da içerecek şekilde düzenlenecek yapı tatil tutanağının usulüne uygun düzenlenmiş bir yapı tatil tutanağı olarak kabulünün mümkün olmayacağı ve bu şekilde düzenlenmiş yapı tatil tutanağının 3194 sayılı Kanunun 32.maddesine uygun düşmeyeceği açıktır. 

Bu durumda, yapı tatil tutanağının, dava konusu binada ruhsat gerektirmediği anlaşılan zemin açılır- katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapıldığı tespitini içerdiği ve bu yönüyle usulüne uygun düzenlendiğinin kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından aksi düşünce ile tesis edilen dava konusu işlemde açıkça hukuka uyarlık bulunmamaktadır. 

Nitekim, benzer bir dosyada verilen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 24/12/2019 tarihli E:2017/2980 K:2019:3864 sayılı kararı da bu yöndedir.”

 

İstanbul 12. İdare Mahkemesinin Yürütmeyi Durdurma kararına karşı Kadıköy Belediyesi tarafından yapılan itiraz, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 18.08.2021 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

Daha sonra İstanbul 12. İdare Mahkemesi tarafından verilen 31/12/2021 tarihli kararla, yürütmeyi durdurma kararındaki gerekçeyle YAPI TATİL TUTANAĞININ İPTALİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

 

Kadıköy Belediyesi tarafından bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31.03.2022 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir. Bu şekilde yapı tatil tutanağına karşı açtığımız davanın ilk derece ve istinaf yargılaması süreci toplam 10 ay gibi kısa bir süre içinde sona ermiştir.

 

2. Para Cezalarının İptali İçin Açılan Davalar

Yapı tatil tutanağı hakkında İstanbul 12. İdare Mahkemesince iptal kararı çıktıktan sonra, söz konusu tutanak esas alınarak verilen imar para cezalarının iptali için açtığımız davalarda da iptal kararları verilmiştir. Bu kapsamda;

  1. Müteahhitlere, müteahhit sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan davada, İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal kararı verilmiştir.
  2. Müteahhitlere hissedar sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan davalarda, İstanbul 7. ve 11. İdare Mahkemeleri tarafından iptal kararları verilmiştir.
  3. Kat maliklerine yapı sahibi sıfatıyla verilen para cezasının iptali için açılan davalarda, İstanbul 6., 7., 12. ve 14. İdare Mahkemeleri tarafından iptal kararları verilmiştir.
  4. Yapı denetim şirketine verilen para cezasının iptali için açılan davada, İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal kararı verilmiştir.

Para cezalarının iptali için açtığımız davalarda da yapı tatil tutanağına konu olan balkonların kapatılmasının ruhsata tabi olmadığı hususu temel hukuka aykırılık sebebi olarak kabul edilmiştir. Fakat imar para cezalarının niteliği gereği her bir davanın dilekçesinde ek hukuka aykırılık sebepleri de açıklanmıştır. Bu hukuka aykırılık sebepleri kısaca şu şekildedir;

  • Müteahhitlere, aynı eylem nedeniyle hem yapı sahibi hem de yapı müteahhidi sıfatıyla iki defa para cezası uygulanması hukuka aykırıdır.[2]
  • Her bir hissedarın toplam para cezasının tamamından sorumlu tutulması ve bunun neticesinde her bir hissedarın hissesine ayrı ayrı para cezasının toplam miktarı olan 5.431,875,59-TL haciz şerhi işlenmesi hukuka aykırıdır.[3]
  • Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılan inşaatlardaki projeye aykırılıklarda imar para cezasının muhatabı “ruhsata aykırılıkları yapan” müteahhit firmadır. Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca arsa sahipleri veya bağımsız bölüm malikleri adına imar para cezası verilmesi hukuka aykırıdır.[4]
  • Dava konusu encümen kararının dayanağı olan yapı tatil tutanağında, projeye aykırılık; “açılır katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapıldığı” şeklinde belirtilmiştir. Kabul etmemekle birlikte bir an için söz konusu değişikliğin ruhsata tabi olduğu varsayılsa dahi; ortada mekânsal olarak alan oluşturan bir değişiklik söz konusu değildir. Balkon pencere doğramalarının niteliğinde bir değişiklik söz konusudur. Yapı tatil tutanağında mimari projedeki pencere doğramalarının ölçüleri yazılarak toplam aykırılık alanı=333,27 m² hesabının yapılması da bunun göstergesidir. Bu nedenle, mekânsal alan oluşturmayan balkon penceresinde değişiklik yapılması şeklindeki imalat nedeniyle, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendine göre hesaplanan temel para cezası üzerinden artırım yapılmak suretiyle para cezası verilmesi hukuka aykırıdır.[5]
  • Dava konusu encümen kararının dayanağı olan Yapı Tatil Tutanağında toplam aykırılık alanı=333,27 m² olarak belirtilmiş ancak etkilenen alana yönelik herhangi bir tespit, bilgi ve ölçüme yer verilmemiştir. İmar Para Cezası Hesaplama Raporunda ise “Aykırılıktan Etkilenen Toplam İnşaat Alanı” 1956,24 m² olarak belirtilmiştir. Ancak; Yapı Tatil Tutanağında toplam aykırılık alanı 333,27 m² olarak belirtilmesine rağmen, etkilenen alanın neden 1956,24 m² olarak belirtildiği, 1956,24 m² alanın nasıl hesaplandığı, 1956,24 m²’nin yapının hangi kısımlarını içerdiği, sadece pencere doğramalarında olduğu belirtilen aykırılığın yapının diğer kısımlarını nasıl etkilediği yönünde herhangi bir tespite ve ölçüme yer verilmemiştir. Yapı Tatil Tutanağında sadece pencere doğramalarının mimari projedeki ölçüleri yazılarak toplam aykırılık alanı=333,27 m² olarak hesaplanmış, bunun dışında aykırılıktan etkilenen alana yönelik hiçbir ölçüm, tespit ve bilgiye yer verilmemiştir. Bu nedenle, imara aykırılıktan etkilenen alana ilişkin herhangi bir somut tespit içermeyen yapı tatil tutanağı esas alınarak ve nasıl hesaplandığı belli olmayan 1956,24 m² alan üzerinden verilen para cezası hukuka aykırıdır.[6]
  • Dava konusu encümen kararında, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasının (ç) bendi uyarınca yapı müteahhidine, yapı sahibine ve yapı denetim şirketine ayrı ayrı 5.205.24,08-TL ilave imar para cezası verildiği belirtilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendinde “aykırılığa konu alan ile bu alanın bulunduğu arsa veya arazinin emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin çarpımı ile bulunan bedel” ilave para cezası olarak öngörülmüştür. Diğer bir ifadeyle, bu bende göre ilave para cezası verilebilmesi için, imalatın mekânsal olarak alan oluşturması gerekmektedir. Danıştay kararlarında; bahçe duvarı, kapı, pencere, dış cephe kaplaması gibi imalatlar şeklindeki imara aykırılıkların mekânsal alan oluşturmadığı kabul edilmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendinde, ilave imar para cezasının hesaplanmasında esas alınan en önemli kriter “aykırılığa konu alan” olduğu için, mekânsal olarak alan oluşturmayan balkon penceresinde değişiklik yapılması şeklindeki imalat nedeniyle ilave imar para cezası hesaplanması da hukuka aykırıdır.[7]

 

3. Yıkım Kararının İptali İçin Açılan Dava

Yıkım kararının iptali için açtığımız davaya da yapı tatil tutanağının iptali için açtığımız davaya bakan İstanbul 12. İdare Mahkemesi bakmıştır. İstanbul 12. İdare Mahkemesi tarafından yıkım kararı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Davanın esası hakkında ise henüz karar verilmemiştir.

Yıkım kararının iptali için açtığımız davada da yapı tatil tutanağına konu olan balkonların kapatılmasının ruhsata tabi olmadığı hususu temel hukuka aykırılık sebebi olarak kabul edilmiştir.

Yıkım kararı verilmesine ilişkin encümen kararında, yapı tatil tutanağında yer almayan “projede kullanılan emsal alanının (4559,60m2) parselde kullanılabilecek emsal alanının (4563,68m2) neredeyse tamamı kullanmak üzere oluşturulduğu” şeklinde bir ifade kullanılarak sanki alan kazanımı varmış gibi gösterilmeye çalışılmıştır.  Bu nedenle yıkım kararına karşı açtığımız davanın dilekçesinde, encümen kararındaki bu ifadelerin hukuka aykırı olduğuna ilişkin ek sebepler sunulmuştur. Bu sebepler özet olarak şu şekildedir;

  • Yapı tatil tutanağında projeye aykırılığın sadece pencere doğramalarının niteliği ile ilgili olduğu belirtilmiş ve aykırılığın alanı hesaplanırken de sadece pencere doğramalarının ölçüleri dikkate alınmış, bunun dışında kapalı alan oluşturulduğuna, ilave alan kazanıldığına, emsal alana ilişkin bir aykırılık bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespite yer verilmemiştir. Bu nedenle, yapı tatil tutanağında sadece pencere doğramalarının projeye aykırı olduğu şeklinde tespite yer verilmesine rağmen, dava konusu işlemde ise sanki kapalı alan yapılarak emsal alanının artırıldığı gibi gösterilmeye çalışılması ve yapı tatil tutanağı yer almayan tespitlere dayanılarak yıkım kararı verilmesi hukuka aykırıdır.[8]
  • Kaldı ki, gerek esas gerekse tadilat projesinde zaten kapalı olarak projelendirilerek ruhsatlandırılan gömme balkonların tekrar kapatılması mümkün olmadığından, davalı idarenin emsale ilişkin ifadelerinin bu yönden de hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Sonuç olarak, bir önceki başlık altında aktardığımız Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri kararlarında, gömme balkonların PVC doğrama ile sabit bir şekilde kapatılması ve hatta oda ile arasındaki duvar kaldırılarak odaya katılması dahi ruhsata tabi kabul edilmemektedir. Bu nedenle, mimari projesinde 4 tarafı kapalı olarak görünen dava konusu gömme balkonlardaki “açılır katlanır pencere doğramalarının sabit doğrama yapılması” şeklindeki değişikliğin, herhangi bir alan kazanımına sebebiyet vermediği açık olduğundan, ruhsata tabi olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

 

V. SONUÇ

İmar davaları niteliği itibarıyla teknik ve hukuki bilginin bir arada olması gereken davalardır. İmar davalarının en önemli noktası, belediyenin tesis ettiği işlemlerin ne anlama geldiğini ve nasıl sonuçlar doğuracağını bilmektir. Sonrasında ise olayın net bir şekilde Mahkemeye sunulması ve olaya uygun güncel Danıştay ve Bölge İdare Mahkemeleri kararlarıyla dava dilekçesinin desteklenmesi gerekmektedir. Zira İdari Yargı daha çok içtihatlarla gelişen bir alandır. Doğru içtihat doğru bir şekilde Mahkemenin dikkatine sunulduğu takdirde, makalemize konu olan davada olduğu gibi 10 ay gibi kısa bir süre içinde yargılama sürecinin sona ermesi mümkün olmaktadır.

 

VI. DİPNOTLAR

[1] https://www.imarvehukuk.com/yapi-tatil-tutanaginin-iptali/

[2] İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 20.12.2019 tarih ve E:2017/1725, K:2019/1947 sayılı kararı

[3] İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 28.02.2020 tarih ve E:2019/2006, K:2020/504 sayılı kararı

[4] Danıştay 6. Dairesinin 15.10.2019 tarih ve E:2019/6891, K:2019/9343 sayılı kararı

[5] Danıştay 6. Dairesinin 11.03.2020 tarih ve E: 2019/4379, K:2020/3578 sayılı kararı

[6] Danıştay 6. Dairesinin 30.09.2020 tarih ve E:2019/10902, K:2020/8478 sayılı kararı

[7] Danıştay 6. Dairesinin 11.03.2020 tarih ve E: 2019/4379, K:2020/3578 sayılı kararı

[8] Danıştay 14. Dairesinin 25.09.2018 tarih ve E:2015/5402, K:2018/5698 sayılı kararı

Yorum Yap

Yıldız (*) işareti ile işaretlenmiş alanlar zorunludur.